İçtiğimiz ya da yediğimiz çoğu şeyin yolculuğunu ve hikâyesini bilmiyoruz. Oysaki, serüvenini bildiğimiz bir yıllanmış şarap içerken bambaşka bir şarap deneyimi yaşarız. Ekşi mayalı ekmek de hikâyesini bildiğimizde bize farklı bir deneyim yaşatacak besinlerden biri. Biz ekşi mayalı ekmeği son yıllarda popülerliği artan bir ekmek olarak bilsek de ekşi mayalı ekmeğin ardında bundan çok daha fazlası var. Gelin, ekşi mayalı ekmeğin ardına doğru bir yolculuğa çıkalım.
Geçmişten Bugüne Uzanan Bir Yolculuk
Ekşi mayalı ekmeğin tarihi 3500’lü yıllara uzanır. Evet, yanlış okumadınız! Ekşi mayalı ekmek, Mısırlılar tarafından MÖ 3500’lü yıllarda üretildi ve hikâyesi böylelikle başladı. Eskiye dayanan bu hikâye, günümüzde yeniden popülerlik kazandı. Bunun en önemli sebebiyse kuşkusuz sağlıklı olması. Artık yediğimiz her besinin içeriğine bakıyoruz. Sağlıklı beslenmek içinse beyaz ekmekten oldukça uzak duruyoruz çünkü aslında beyaz ekmek tükettiğimizde, sadece nişasta ve gluten tüketiyoruz. Gluten; sindirim sistemine, özellikle de bağırsaklara zarar veriyor ve pek çok kişide alerjik reaksiyonu tetikleyebiliyor. Bu noktada sahneye ekşi mayalı ekmek çıkıyor çünkü ekşi mayalı ekmek, düşük glisemik indeksli bir besin ve vücuttaki insülin sevisini daha az etkiliyor.
Neden Ekşi?
Ekşi mayalı ekmek tüketirken neden ekşi olduğunu düşünmüşsünüzdür. Aslında ekşi mayayı ekşi yapan; içerisinde barındırdığı alkol mayaları, sirke ve süt asidi bakterileri. Ekşi mayalı ekmek, mayalanma sürecinde kullanılan bir maya türü olan lactobacillus santralis bakterisi sayesinde hazırlanır. Bu bakteriler, hamurun mayalanma sürecinde şekerleri parçalayarak laktik asit üretirler. Bu asit, ekmeğin ekşimsi tadını verirken aynı zamanda ekmeğin daha uzun süre dayanmasını da sağlar.